Orta 
        Anadolu'nun hemen hemen tümünde egemen olan 
        Hitit İmparatorluğu, Ege Göç Kavimleri hareketi 
        ile ortadan kalkarken, çoğunluğunu Frig 
        boylarının oluşturduğu Bithin, Mariandyn ve 
        Migdon adlı göç toplulukları yörenin ilk 
        sakinleri olmuştur. MÖ VI. Yüzyılda Batı 
        Anadolu'da başlayan kolonizasyon süreci ile 
        birlikte, yörede de Kdz.Ereğli (Herakleia 
        Pontica), Hisarönü (Teion), Sesamos (Amasra) 
        gibi yerlerde ticari iskeleler (emperion) 
        kurulmuştur. 
MÖ 334'e kadar Perslerin egemenliğinde kalan 
        bölge, bu tarihten sonra Makedonyalıların eline 
        geçmiş; ancak yöre halkının isyanı sonucu kısa 
        bir süre bağımsız bir yönetime (Bithynia 
        Krallığı) kavuşmuştur. MÖ 27'de Roma 
        İmparatorluğuna, 395 yılında ise imparatorluğun 
        ikiye ayrılması sonucu Doğu Roma (Bizans) 
        İmparatorluğuna bağlanmıştır. 
1084 yılında Anadolu Selçuklu Devleti 
        komutanlarından Emir Karatekin tarafından ele 
        geçirilen Zonguldak ve yöresi, Anadolu Selçuklu 
        Devleti ile Büyük Selçuklu Devleti arasındaki 
        sürtüşme nedeniyle, önce Bizanslılar, sonra da 
        Danışmendlilerce işgal edilir. Ancak Anadolu 
        Selçuklu Devleti kısa bir süre sonra 
        toparlanarak, yöreyi yeniden ele geçirir (1186).
IV. Haçlı Seferi'nden sonra Bizanslılar dağılma, 
        Anadolu Selçuklu Devleti ise çöküş sürecini 
        yaşadığından, bölgenin kıyı şeridi 
        Cenevizlilerce alınır; iç kesimlerde ise 
        Candaroğulları gelişir. Osmanlı İmparatorluğunun 
        gelişme döneminde Padişah I. Murat bölge 
        topraklarını Osmanlı sınırına katmak istemiş, 
        ancak halk buna karşı çıkarak Candaroğullarının 
        yanında yer almıştır. Bunun üzerine Osmanlılar 
        Cenevizlilerle anlaşarak, 1380'de Kdz.Ereğli'yi, 
        1392'de de Zonguldak ve çevresini kendi 
        topraklarına katmış, kıyı şeridindeki ticari 
        yaşam ise yine Cenevizlilere bırakılmıştır.
1460 yılında Fatih Sultan Mehmet'in Amasra'yı 
        almasıyla birlikte yöredeki Hıristiyan 
        bezirganlar İstanbul'a göç etmiş; yöre 
        Osmanlıların ilgisini çekmeyince de, 1654 
        yılında Kazak korsanlarca, daha sonra da 
        korsanlara karşı halkı korumak amacıyla bölgeye 
        gelen yeniçerilerce yağmalanmıştır. Yörenin 
        ekonomik ve ticari önemini yitirmesi ve devletin 
        yeterince sahip çıkmaması sonucu, eşkıyalar ve 
        ayanların baskısı halkı göçe zorlamıştır.
1829 yılında taşkömürünün bulunmasıyla yeniden 
        önem kazanan bölgede 1848'de ilk kömür ocakları 
        kurulmuş; 19. yüzyılın sonuna doğru İngiliz, 
        Fransız, Belçika, Rus şirketleri taşkömürü 
        üretimi yapmak üzere yöreye akın etmiştir. 
        Yöredeki şirketlerin haklarını korumak ve 
        üretimi artırmak bahanesiyle Fransız askerleri 
        önce Zonguldak'ı, ardından da Kdz.Ereğli'yi 
        işgal etmiş (1919); ancak, Zonguldak ve 
        çevresinde oluşturulan Müdafaa-i Hukuk 
        Cemiyetlerine bağlı milis güçlerinin karşı 
        koymasıyla 18.06.1920'de Kdz.Ereğli'den, 
        21.06.1920'de ise Zonguldak'tan çekilmek zorunda 
        kalmışlardır.
Zonguldak, 1 Nisan 1924 tarihinde, Cumhuriyet 
        sonrası kurulan ilk il olma unvanını 
        kazanmıştır. 
hüü :)
YanıtlaSilhüü
YanıtlaSilhüü
YanıtlaSil